Dermatoloji

Dermatoloji

Dermatoloji

SOMON DNA İLE CİLT YAŞLANMASININ ETKİLERİNİ SİLİN Somon DNA Nedir? ve Somon DNA Nasıl Yapılır?

Tedavisinde saf hyaluronik asit ve somon balığı spermlerinden elde edilen DNA molekülleri sayesinde, ciltte hücre yenilemesi sağlanması amaçlanır.. Bu sayede hızlı bir gençleşme ve canlandırma etkisi yaratan somon DNA yöntemi son dönemde oldukça popüler olmuştur. Somon DNA’sı yöntemi tek başına kullanılabileceği gibi PRP, İp Uygulamaları, Botoks ve Dolgu uygulamaları ile de kombine edilebicek önemli bir anti-aging seçeneği haline gelmiştir.

Somon DNA Aşısının özellikleri nelerdir?

Somon DNA Aşısı cildimizin güneş etkisi, serbest radikaller gibi çevresel faktörlerin ve kronolojik yaşlanma belirtilerinin ( gözenek, cildin matlaşması, ince çizgiler vb.) giderilmesi amacıyla geliştirilmiş önemli bir anti aging üründür. Somon DNA aşısının birinci önemli etkisi içerdiği hyalüronik asit sayesinde cildin yaşla birlikte kaybettiği nemin tekrar geri kazandırılmasıdır. İkinci aşamada somon balıklarının sütlerinden elde edilen serum minik zerkler halinde deri altına verilir, bu uygulama sayesinde aynı zamanda cildin, Uv ışınları, alkol ve sigara gibi olumsuz etkenlerden dolayı görülen protein eksiklikleri tamamlanır, bu sayede ciltte gün geçtikçe gençleşen bir görünüm ortaya çıkar. Somon DNA’sının verdiği parlak ve aydınlık görünüm yanında, cildin sıkılaşması, elastikiyetinin artması ve nem kazanması da önemli etkileridir. Somon DNA’sı ile sağlanan cilt gençleştirme yönteminde kullanılan somon balığı sütünün yanı sıra ciltteki ihtiyaçlar doğrultusunda farklı vitamin takviyeleri de yapılabilir. Ciltteki çoğu vitamin ve protein ihtiyaçlarını sağlayan Somon DNA tedavisi, doğal onarım yapan ve cildin gençleşmesini sağlayan bir yöntemdir.

Somon DNA Aşısı nasıl uygulanır?

Somon DNA Aşısını uygulanmadan önce temizlenen yüze lokal anestetik etkili bir krem sürülür. Yaklaşık 20 dakika bekledikten sonra aşı minik zerkler halinde 1-2 cm arayla orta deriye verilir. İşlem yaklaşık 10-20 dakika kadar sürer. Somon DNA aşısı hastanın ihtiyacına göre 3-6 seans kadar uygulandığında en iyi sonuçlar alınmaktadır. Tedavinin yılda 2 kür halinde uygulanması ile elde edilen sonuçlar kalıcı kılınmakta ve etkileri çok daha başarılı olarak zamana yayılmaktadır.

PRP Nedir? PRP Nasıl Uygulanır?

PRP yani Platelet Rich Plazma (Platelet/Trombosit Yönünden Zenginleştirilmiş Plazma) yöntemi ilk olarak 15 yıl önce stomatolojistlerin (Diş cerrahları) yaşlılara yerleştirdikleri titanyum implantların diş etleri zayıfladığı için kısa sürede düşmesini önlemeye yönelik bir çözüm aramaları sonrası geliştirildi. Öyle bir madde üretilmeliydi ki bu madde diş etine yerleştirildiğinde yumuşak olan bölge güçlenmeli ve implantı tutabilmeliydi. Bu güçlendirici maddenin vücut tarafından kabul edilmesi ve zaman içinde vücuttan atılmaması da gerekiyordu. Kanı santrifüje ettikten sonra pıhtılaştırdılar ve sert bir jel haline dönüşmesini sağladılar. Santrifüje edilmiş kanın ilk kullanımı uzun yıllar önce Japonya’da, sonraları İspanya ve Amerika’da başladı.

PRP medikal bir uygulamadır. Sadece doktorlar tarafından yapılmalıdır. Doktor hastasını muayene ettikten sonra içinde özel bir jel bulunan küçük tüplerin içine az miktarda kan alır ve santrifüj işlemi uygular. Bu işlemin sonunda tüplerdeki kan bileşenlerine ayrılır: yani her mililitresinde yaklaşık 200.000 trombosit bulunan bu kanın kırmızı hücrelerden oluşan kısmı ayrılır, böylece mililitrede 1,5 milyona kadar trombosit yoğunluğuna sahip olan bir jel elde edilir. İşte buna PRP adı verilir. Trombositlerin kanın pıhtılaşması ile ilgili işlevleri var, fakat aynı zamanda bir doku hasarının iyileşmesini sağlayıcı özellikteki büyüme faktörlerini de salgılıyorlar. Dolayısıyla santrifüj işlemi uygulanan kandan elde edilen PRP, yani trombositi bol olan kısım ya mezoterapi yöntemiyle ya da maske haline getirilerek yüz, boyun, saç, vs istenen bölgeye uygulanıyor. Böylece dokulardaki hasarın ya da yaşlanmanın etkilerini geriye çevirecek doğal büyüme faktörleri istenen bölgeye verilmiş oluyor.

Aslında önerilen yöntemle elde edilen iki farklı kan ürünü var; biri PRP diğeri de trombin serum. Bunlar iki farklı tüple elde ediliyor. PRP tüpünde kanın pıhtılaşmasını önleyen bir madde bulunuyor. Diğer tüpte ise aksine kanın pıhtılaşmasını sağlayarak bu trombositlerin dolgu maddesi gibi kullanılmasını sağlayan trombin var. Bu ikisi bir arada kullanıldığında deride yenileyici etki daha güçlü biçimde ortaya çıkıyor.

Yani kendi kanınızdan dolgu maddesi yapılıyor ve, yüzdeki temel kıvrımlara ve ince çizgilere uygulanıyor.

Hyaluronik asit içeren dolgu maddeleri 6-8 ay kadar dayanır. Dolgulu PRP hem kendi kanınızdan üretilir hem de doldurulan bölgedeki deri yaşlanmasına karşı geri sayım başlatan biyolojik bir süreci tetikler! Yani sadece doldurmaz aynı zamanda savunması zayıflamış, zamanın veya çevrenin yıpratıcı etkilerine karşı savaşmada yenik düşmüş bölgeye destek göndermiş olur.

PRP bir tür kök hücre tedavisi midir ?

PRP bir kök hücre tedavisi değildir. Ancak dolaylı yoldan kök hücreler üzerinde çalışır. Trombositlerin içindeki büyüme faktörleri deri hücrelerine fibroblast üretme mesajını ileten birer uyarandır. Fibroblastlar da kolajen ve elastin üretmek için anahtar niteliğindeki yapılardır. Dolayısıyla Regenkit PRP bütün bu süreci başlatan trombosit sayısını çoğaltarak dolaylı olarak kök hücreler ile çalışır, çünkü dolgu uygulaması sonrasında deride oluşan fibrin ağları ortamdaki kök hücreleri de kendi yapısında toplar. Ayrıca son yıllarda plastik cerrahlar yağ enjeksiyonu ameliyatları sırasında hastadan alınan kanla elde edilen PRP’ yı hastadan alınan yağ içine karıştırarak yağ enjeksiyonu uygulamasına başlamışlardır. Bu verilen yağın tutma olasılığını arttırmaktadır. Yine karın germe, yüz germe, meme dikleştirme ve küçültme gibi ameliyatlarda operasyon alanına ve insizyon hattına PRP uygulaması yapılması kanama, kötü yara iyileşmesi vb problemleri azaltmaktadır.

PRP’nin herhangi bir yan etkisi ya da enfeksiyon riski var mı ?

Şayet doğru kit kullanılırsa (Regenkit) hiçbir riski ve yan etkisi yoktur. Çünkü Regenkit her seans için tek kullanımlık enjeksiyon ve tüp içeren bir kittir. Son derece güvenlidir. Yan etkisi de olamaz çünkü sizden alınan size, sadece size fazlasıyla geri verilmektedir.

PRP’nin gözle görülen sonuçları nelerdir ?

Cilt daha parlak ve canlı görünür. Özellikle yüz bölgesinde karşılaştığımız güneş ve yaşlılık lekeleri yumuşar, göz altı bölgesi torbalanmalar ve mor renk değişikliklerinde düzelme olur. İnce çizgiler yumuşar. İnsanlar “Çok genç görünüyorsun. Estetik ameliyat mı yaptırdın?” diye sorabilirler. Oysaki son derece doğal bir yöntem olan PRP sadece zaten sizde olanı size daha güçlü bir şekilde geri verir. Bu da cildinizin savunma mekanizmasıdır. Bir güzel tarafı da PRP’nin etkileri uygulama yapılan bölgenin çevresinde de görülür. Yüze yaptırdığınızda saçlarınız da canlanır örneğin.

PRP uygulamalarında nasıl bir protokol izleniyor? Sonuç almak için kaç seans yaptırmak gerekir ?

Mezoterapi ile uygulanan uygulamalı PRP 15’er günlük aralarla 3-4 seans yapılır. 8-10 ay sonra 3-4 seanslık bir kür daha yapılır. Dolgu ve mezoterapinin bir arada uygulandığı bir başka protokol de var, burada da PRP 21-28 gün arayla 3 seans uygulanır. Altı ay sonra doktor hastasını kontrol eder. Şayet hasta menopoz dönemindeyse ya da sigara, alkol gibi kötü alışkanlıkları varsa doktor 1 kür daha yapmaya gerek duyabilir. Kişi kendine iyi bakıyorsa, sağlığına dikkat ediyor, cildini UV ışınlarından koruyor ise 2.kür için 1 hatta duruma göre 2 yıl beklenir.

Aslına bakarsanız sadece PRP değil genel olarak neşterli ve neştersiz estetik uygulamalarına Kore ve Çin’de büyük ilgi var. Çünkü bu ülkelerdeki kadınlarda genç görünme ve genç kalma konusu takıntı haline gelmiş durumda. Japonya, Kore ve Filipin’de de kadınlar bu tür uygulamalara çok ilgi gösteriyorlar.

Yüz Dolgusu uygulaması nedir?

Ciltteki ince ve derin kırışıklıkları gidermek, sarkmaları gidermek, yara izlerini tedavi etmek, ciltteki çukurları yok etmek, ince dudakları kalınlaştırmak, dudaklara şekil vermek, elmacık kemiğini şekillendirmek amacıyla cilt altına dolgu uygulamaları yapılır. Yüz dolgusundan hemen sonra daha genç bir görünüm sağlanır. Yüze dolgusu ile yüzdeki yorgun ifade giderilir. Yıllar içerisinde ciltte elastik lif, kollajen lif, yağ tabakası ve hyaluronik asitin azalmasına bağlı olarak kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir. Özellikle göz, dudak çevresi, çene, boyun, burun, alın bölgesinde kırışmalar ve sarkmalar ortaya çıkar. Yüzün alt kısımlarında sarkma ve kırışıklıkların giderilmesinde yüz dolgusu başarıyla kullanılabilir. Dolgu enjeksiyonu ağız bölgesinde dudağa daha dolgun ve genç görünüm sağlamak amacı ile uygulanmaktadır. Ciltteki derin yara ve akne izlerini gidermek için de kullanılabilmektedir.

Dolgu uygulaması nasıl etkili olur?

Yüz dolgusu kırışıklık, iz veya sarkmanın olduğu bölümün altına derideki çöküklüğü gidermek amacı ile yapılır. Yüzde uygulandığı alana dolgunluk sağlayarak etki etmektedir. Bu bölgedeki kırışıklık ve çukurlar dolgu maddesinin etkisi ile azalır veya kaybolur. Bazen dolgu maddesinin kollajen üretimini arttırıcı etkisi olabilmektedir.

Yüzdeki dolgu uygulaması nasıl yapılır?

Dolgu maddeleri şikayet olan bölgeye, kırışıklık hattına ya da dudaklara ince bir iğne yardımıyla küçük miktarlarda enjekte edilir. Dolgu enjeksiyonu 20-30 dakika sürmektedir. Sonucu hemen görülür. Uygulama sonrası kişi rutin aktivitelerine hemen dönebilir. Kalıcılık süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte 8-18 ay kadardır.

Hangi bölgeler dolgu enjeksiyonu ile tedavi edilebilir?

Yüz sarkması

Burun kanatlarından dudak köşelerine inen kırışıklık (Nasolabial çizgiler)

Ağız kenarından çeneye doğru uzanan sarkma çizgileri

Elmacık kemiklerini belirginleştirmek

Dudak şeklinin vurgulanması ve hacminin arttırılması, asimetrik dudakların düzeltilmesi

Dudak etrafındaki kırışıklıklar

Sivilce izlerini ve yara izlerini gidermek

Alın çizgileri

Kaş arasındaki çizgiler

Kaşa şekil vermek

Burun kaldırmak

Yüz dolgusundan sonra nelere dikkat edilmelidir?

Yüz dolgusundan sonra iki gün ağır spor yapılmaz. Sırt üstü yatmak faydalıdır. Aşırı sıcak banyo yapılmamalıdır. Yüze hafif masajlar yapılabilir. İşlemden sonra buz uygulanmak faydalıdır.

Editör: UZM.DR. SEPIDEH KHANI

En Son Sağlık Yazılarımız

Hazırsanız iletişime geçin!

Bize ulaşmak çok kolay, harekete geçmen yeterli.

İletişime Geç
WhatsApp Canlı Destek Hattı